İş hayatını yönlendiren kararlar hayatımızı derinden etkiler. Bir kişinin uyanık kaldığı sürenin ortalama yarısını kapsayan işi, kişiye maddi kaynak sağlamanın yanında, kimlerle ilişkide olacağını, gününü nasıl geçireceğini, hayatının ne kadar risk altında olacağını, aile yaşantısını, sağlığını, yaşam biçimini de belirler. Bunların tamamı dikkate alındığında aslında iş seçimi bir hayat tercihidir..
Keyifli bir hayat yaşamanın ötesinde başarılı olmak da önemli bir ihtiyaçtır.
Hem keyifli hem de başarılı, uzun bir yolculuk yapabilmenin en önemli dayanağı içsel kaynaklardır. Sürdürülebilir başarılar kişinin kendi potansiyeline, yeteneklerine, kişiliğine uygun seçimler yapmasıyla mümkün olabilir.
Başarısız olduğuna inanarak mutsuz ve özgüvensiz yaşayanların kendileri değil seçimleri başarısızdır.
Ebeveynleri Mozart’ı futbolcu, Pele’yi mimar, Mimar Sinan’ı ressam, Salvador Dali’yi fizikçi, Albert Einstein’ı müzisyen yapmaya zorlasalardı veya kendileri bu meslekleri seçselerdi belki de hiç birini tanımazdık. Yaşadıkları dönemde işlerinde vasat belki de başarısız insanlar olarak bilinirlerdi.
Eğitimlerini tamamlayıp iş hayatına atılmak üzere olanlar, belli bir süre çalıştıktan sonra işinin kendine uygun olup olmadığını sorgulayanlar ve mevcut işinde daha etkin, verimli olup kariyerini geliştirmek isteyenlerin hem psikolojiyi hem de insan kaynakları yönetimini bilen bir uzmanla görüşmeleri hayatlarının dönüm noktalarından birinde kritik fayda sağlayabilir.
Muz ağacı Rize’ye dikilmiş ve verimsizse ne muz ağacı beceriksizdir ne de Rize’nin havası, toprağı kötüdür.
Kendi potansiyelinize yelken açın, göreceksiniz keşfedilecek ne kıtalar var.
